Yanındayım;
unutulduğun gecenin sabahına dek,
sabahın, diğer aydınlığına yorulana,
gözlerin düşene dek.
Yanındayım;
yaptığın, yapacağın yanlışın ya da doğrunun.
Acının, kederin, sevincin, hüznün.
düştüğün an elini tutup, dostça seni kaldıracak sıcak bir el kadar.
Yanındayım.. Ama sen...
Okulun en güzel kızıydı.
Ama öyle çekingen,öyle utangaçtım ki yanına gidip konuşamazdım bile.
Her ders arasında koşa koşa bahçeye çıkar,onun arkadaşlarıyla birlikte dolaşmasını uzaktan izlerdim.
Onu gördüğümde yüreğim deli gibi atıyor,ter basıyor ve konuşamaz oluyordum.
Platonik bir sevdanın girdabına düşen ben,bir türlü o ilk adımı atamıyordum.
Oysa dışarıdan bakıldığında deli dolu,sözünü esirgemeyen ve çok aktif biri olarak görünürdüm.
Her akşam eve döndüğümde onunla nasıl konuşacağımı düşünür,hatta söyleyeceğim kelimeleri yazar üstüne bir de ayna karşısında prova yapardım.
Sabah uyandığımda kendi kendindi ''Ona aşık olduğunu bügün söyleyeceksin'' diye telkin eder,okula doğru yola çıkardım. Ama girip de onu gördüğümde bütün cesaretim yok olurdu.
Kendimi ''Sen de teneffüste söylersin'' diye kandırırdım.
Teneffüse çıktığımda da önce ona doğru bir iki adım atar sonra göz göze gelince yolumu değiştirir başka yöne giderdim.
Koca bir kışı ben ona, o bana uzaktan bakarak geçirdik.
Bu süre içerisinde sadece birkaç kez kalabalık guruplar halinde bir araya gelmiş ama yine de tek kelime konuşamamıştık.
Beni ateşleyecek,harekete geçirecek bir şeye ihtiyacım vardı.
Bir Nisan sabahı uykudan kalktığımda içimde inanılmaz bir heyecan vardı.
Pencereyi açtım,portakal çiçeği kokan havayı içime çektim ve baharın bütün hücrelerime yayılmasını bekledim. Artık hazırdım.
Okulun bahçesine girdim,ona doğru yürüdüm ve aylardır tek kelime bile edemediğim o kıza ''Sana aşığım'' deyiverdim.
Kendimi öylesine rahatlamış,öylesine huzurlu hissediyordum ki,artık bana ne cevap vereceği umrumda bile değildi.
İri siyah gözlerini bana çevirdi ''Hep bunu duymak istedim. Neden bu kadar bekledin?'' diye sordu.
'' Bana kalsa hala bekliyor olurdum ama bahar izin vermedi'' dedim.Biraz çocukça,biraz saf,biraz da kıskançlık dolu bir ifadeyle ''Bahar kim'' diye sorduğunda elini tuttum ve okul bahçesinin köşesinde ki küçük koruluğa götürdüm.
Renk renk açmış çiçekleri gösterip ''İşte bahar'' dedim, ''Aşkın mevsimi...''
Gülümseyerek baktı yüzüme ve ''Söyle bahara bir daha bu kadar gecikmesin'' dedi...
O günden sonra bahar benim için hep vaktinde geldi...
#girisimciyenotlar
7 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder