27 Nisan 2008 Pazar

The Felsefe of Cemil

- Dünü yaşadın. Bu günü yaşıyorsun. Yarını yaşayabilecek misin? O zaman içinde bulunduğun zamanın kıymetini bil. Kendine iyi davran.

- Herkes kendi kıymetini kendi belirler.

- Kız dediğin İstanbul gibi olmalı. Fethi zor, Fatihi tek.

Felsefelerimin devamı gelecek...

25 Nisan 2008 Cuma

SENDEKİ O ŞEY

Sendeki o şey...
Bir şey var sende bir şey, bulamıyorum. beni nasıl bu hale getirdin anlamıyorum. Yüzümde bir gülücük, içimde sonsuz enerji, güne keyifle başlayıp keyifle bitiriyorum. Aşka küskün yüreğimde yeniden kelebekler uçuyor. Neredeyse yaz bitecek ama ben baharı daha yeni yaşamaya başlıyorum.
Bir şey var sende adını koyamıyorum. Nereye baksam seni görüyorum. Kiminle konuşsam sen oluyorsun. Sen olunca başka hiçbir şey umrumda olmuyor. Senin adını heceliyorum. yanımdasın, değilsin fark etmiyor. her anımda seni yaşıyorum.
Bir şey var sende, nedir bilemiyorum. Seninleyken bile seni özlüyorum. Yollarım hep sana çıkıyor, ben sana yürüyorum. En güzel çiçekleri toplayıp demet demet sana vermek istiyorum. Gökyüzünün en hoş sedası olup dünyaya sadece senin adını haykırmak, sadece sana duyduğum hayranlığı anlatmak istiyorum.
Bir şey var sende, bir türlü anlayamıyorum. Uçsuz bucaksız, masmavi bir deniz sanki ve ben yüzlerce fırtınayla savaşmış geminin yorgun kaptanı gibi senin kıyılarına vuruyorum. Maviyi bir tek sana yakıştırıyorum. Sen mavi oluyorsun, ben sana bakarken kendimi kaybediyorum. Sensizlik dağılıyor, sesin kulaklarımdan yüreğime akıyor, bütün şarkıları sana armağan ediyorum.
Bir şey var sende, dilimin ucunda, söyleyemiyorum. Yalnız gecelerime inat, şimdi karanlığa milyonlarca yıldızla aydınlatıyorum. Her yıldız sensin, Gecemin yıldızı, kalbimin yıldızı, sevdamın yıldızı, ömrümün yıldızı oluyorsun. Yoksun, kaldırıyorum başımı göğe, senden milyonlarcasını görüyorum. Her gece yıldızlarla sevişiyorum.
Bir şey var sende, soramıyorum. Seni kimse görmesin, kimse bilmesin istiyorum. "Benimle kal, benim ol" diye adaklar adıyorum. Yalancı şarkıları, tükenmiş sevdalara kendi tarihimin sayfalarına gömüp yeni bir defter açıyorum, birtek seni yazıyorum. Yaz yaz bitmez öykülerin kahramanı oluyorsun, senin maceralarını anlatıyorum. Bir şey var sende, tanımlayamasam da işte ben bu şeyi arıyorum. Seni, nefes nefese gecelere, deli sevişmelere, sevdaya uyanan sabahlara, bitimsiz günlere davet ediyorum. Gel benimle, aşkın da, tutkunun da en koyusunu yaşayalım. Bir kalbi keşfetmenin hazzına yeniden varalım. Bir tende erimek neymiş, hatırlayalım. Menzilimiz olmadan nereye varacağımızı sormadan aşkın rehber olduğu bir yolculuğa çıkalım. Buradayım, yolun başında... Bekliyorum....

KALP PROGRAMI

Müşteri: Çok fazla teknik bilgim yok. SEVGİ yüklemek için ne yapmam gerekiyor?
Yetkili: İlk olarak KALBİM dosyasını açmanız lazım. Açtınız mı?
Müşteri: Evet açıldı. Ancak şu anda GEÇMİŞ_ACILAR.EXE, DÜŞÜK_GÜVEN.EXE, HASET.EXE VE GÜCENME.EXE isimli programlar da çalışıyor. Onlar çalışırken SEVGİ yükleyebilir miyim?
Yetkili: Problem değil. Yüklediğiniz anda SEVGİ otomatik olarak GEÇMİŞ_ACILAR.EXE'yi silecektir. Gerçi bir süre geçici hafızada kalabilir ama artık diğer programları etkilemez. SEVGİ er veya geç DÜŞÜK_GÜVEN.EXE'yi silerek YÜKSEK_GÜVEN.EXE isimli bir modül yükleyecektir. Ancak siz, HASET.EXE VE GÜCENME.EXE'yi mutlaka kendiniz kapatmalısınız. Bu programlar SEVGİ'nin yüklenmesine engel olurlar. Onları kapatabilir misiniz lütfen?
Müşteri: Tamam kapattım, SEVGİ otomatik olarak yüklenmeye başladı. Bu normal mi?
Yetkili: Evet ama unutmayın ki bu sadece temel program. Üst sürümlerinin yüklenmesi için başka KALP'lerle bağlantı kurmanız gerekiyor.
Müşteri: Haydaa... Daha şimdiden hata mesajı verdi. Ne yapmam gerekiyor?
Yetkili: Mesaj ne diyor?
Müşteri: Hata-412! Program iç sistemde çalışmıyor! Bu ne demek?
Yetkili: Endişelenmeyin, bu çok rastlanan bir sorun, çözümü de var. Hata mesajı, SEVGİ programının başka kalplerde çalışmaya hazır olduğunu ancak sizin kalbinizde çalışmadığını söylüyor. Biraz karmaşık bir programcılık dili oldu galiba... Sade bir dille şöyle diyor: "Programın başkalarını sevebilmesi için önce sizin kendi sisteminizi sevmeniz gerektiğini" söylüyor.
Müşteri: Peki ne yapmam gerekiyor?
Yetkili: "Kendimi Kabullenme" isimli dosyanın içinde bulacağınız KENDİNİ_AFFETME.DOC, KENDİNE_GÜVENME.TXT, DEĞER_BİLME.TXT VE YILLIK.DOC isimli dosyaların üzerine tıklayıp hepsini KALBİM dosyasına kopyalayın.
Müşteri: Tamam. Başka bir şey var mı?
Yetkili: Şimdi çalışacaktır gerçi ama, biz ilerisi için de tedbir alalım... SÜREKLİ_KENDİNİ_ELEŞTİR_HAYATI_ZEHİR_ET.EXE diye çok uzun isimli bir dosya vardır. Onu bütün sistemde tarayın ve gördüğünüz her dosyadan silin, sonra çöp kutunuzdan da atarak tamamen kaybolduğundan emin olun!
Müşteri: Yaptım. Hey harika... Neler oluyor?.. KALP temiz dosyalarla doluyor. GÜLÜMSEME.MPG monitöre geldi. SICAKLIK.COM, BARIŞ.EXE ve MEMNUNİYET.COM hepsi KALP'e yerleşiyor.
Yetkili: Güzel, demek ki SEVGİ yüklendi ve çalışıyor. Şu andan itibaren her şeyle başa çıkabilmeniz gerekiyor. Yalnız telefonu kapatmadan önce son bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Müşteri: Nedir?
Yetkili: SEVGİ programı ücretsizdir. Onu ve onun tüm modüllerini tanıştığınız herkese verin. Karşlığında onlar da başkalarıyla paylaşacak ve sonunda size tertemiz modüller olarak dönecektir... Mutluluklar...
Müşteri: Teşekkürler. Size de mutluluklar...

PAPATYA

Koskoca bir bahçede harikulada çiçekler içinde bir papatya.. Ve papatya aşık olmuş, yanmış tutuşmuş ak sakallı bahçıvana..
Bir ümit bekliyormuş. Yüzlerce çiçeğin arasından Onunla, sadece onunla saatlerce ilgilensin.. Buz gibi suyunu sadece ona döksün istiyormuş.. Sadece ona değsin makası, Sadece ona gülsün dudakları.. Kıskanıyormuş bahçıvanı, Kırmızı güllerden, Sarı lalelerden, Mor menekşelerden.. Zambaklardan... Papatya, sadece bahçıvan için açıyormuş, Bembeyaz yapraklarını..
Bir gün, Aşkı öyle büyümüşki.. Papatya yapraklarını taşıyamaz olmuş.. Eğilivermiş boynu.. Toprağa bakıyormuş artık.. Bahçıvanın sadece sesini duyuyormuş.. Ayaklarını görüyormuş.. Bunada şükür diyormuş.. Yetiyormuş ona, bahçıvanın varlığını hissetmek.. Zaman akıp gidiyormuş.. Papatya bahçıvanın yüzünü görmeyeli çok olmuş.. Ne var sanki boynumu kaldırsa Bir kerecik daha görsem yüzünü diyormuş..
Ve işte bir gün..
Bahçıvan papatyaya dopru yaklaşmış.. İncecik bedenini ellerinin arasına almış.. Elindeki sopayı, köklerinin yanına, toprağa sokmuş bir iple papatyanın gövdesini bağlayıvermiş sopaya.. Papatya o an daha çok sevmiş bahçıvanı.. Hala göremiyormuş onu, ama bedeni kurtulmuş..
Uzun bir müddet sonra, Bahçıvan uğramaz olmuş bahçeye.. Gelen giden yokmuş.. Kahrından ölecekmiş papatya.. Ama işte bir sabah... Hortumdan akan suyun sesiyle uyanmış.. Derin bir oh çekmiş.. Çılgıncasına sevdiği bahçıvan geri gelmiş.. Birden, kendisine doğru gelen iki ayak görmüş.. Bu onun delicesine sevdiği bahçıvan değilmiş.. Başka birisiymiş.. Adamın elinde bir de makas varmış.. Papatyanın kafasını kaldırmış yukarıya doğru..
Ne güzel açmışsın sen öyle demiş.. Bu gencecik, yakışıklı bir delikanlıymış.. Gözleri gök mavisi, saçları güneş sarısyımış.. Ama gövden seni taşımıyor demiş. Elindeki makası papatyanın boynuna doğru uzatmış.. Ve bir hamlede bağını gövdesinden ayırmış.. Papatya yere düşerken hatırlamış sevdiğini.. O ak saçlı, ak sakallı, yaşlımı yaşlı bahçıvanı hatırlamış.. Birde o gencecik, yakışıklı delikanlıyı düşünmüş.. Ve o an anlamış, neden o yaşlı bahçıvanı sevdiğini.. O her şeye rağmen, papatyaya emek vermiş.. Ona hiç bir zaman güzel olduğunu söylememiş, ama onu aslında hep sevmiş..
Papatya anlamış artık..
Sevgi, emek istermiş...
Yere düştüğünde son bir kez düşünmüş sevdiğini.. Teşekkür etmiş ona içinden.. Son yaprağıda kuruduğunda, biliyormuş artık..
Gerçek sevginin, söylemeden, yaşamadan ve asla kavuşmadan varolabileceğini...



SANA RÜYA DİYEMEM, SENDEN UYANAMAM Kİ
NEREDE OLURSAN OL, SENİNLEYİM BEN SANKİ
BULUTLU GÜNEŞİMSİN, SEVGİLİMSİN BENİMSİN
YAZ YAĞMURUM, KIŞ GÜLÜM, NEŞEMSİN KEDERİMSİN
SENİNLE DOLU DÜNYAM, GÜNDÜZÜM GECEM SENSİN
ÖLSEMDE AYRILAMAM, BENLİĞİM RUHUM SENSİN...

"Sevgilime beni terk ettiği için değil, bana özgürlüğümü geri verdiği için kızıyorum. Beni kendimle yüz yüze bıraktığı için kızıyorum. Beni sorumluluklarımı üstlenmeye mecbur ettiği için kızıyorum. Beni bu paragrafı yazmaya ittiği için kızıyorum. Tutsak olduğum için acı çektim, şimdi ise özgür olduğum için acı çekiyorum."

EĞİTİM İLE İLGİLİ MALUMATLAR

Ø Unutmayınız ki talebeler sizin düşmanınız değildir. İşiniz onlarla mücadele etmek değil, onlarla beraber, onlar için mücadele etmektir.
Ø Talebelerin sürekli zayıf yönlerini veya hatasını belirtmekten çok, onların güçlü yönlerini vurgulayın ve onları bu güçlü yönlerini geliştirmeleri için teşvik edin.
Ø Talebelerine öğüt vermek yerine onlara model olmaya çalışan ve onlarla iki yetişkin gibi konuşun.
Ø Talebelerinizle konuşurken, gözlerinizin onun gözleriyle yaklaşık aynı hizada olmasına özen gösterin.
Ø Bütün talebelere saygılı davranın, koridorda, dershanede, bahçede veya yolda görünce onlarla selamlaşın ve hatırlarını sorun.
Ø Asla küçümseyici olmayın.
Ø Öğrencilerin isimlerini öğrenin, onlara isimleriyle hitap edin. Unutmayın ki öğrencilere isimleriyle hitap etmek en etkili bir iltifattır. Hocası tarafından isimlerinin öğrenilmesi öğrencide “ ben varım, ben değerliyim.” Duygusunu geliştirir.
Ø Asla argo kelimeler kullanmayın. Talebelerin size karşı olan saygısını kaybedersiniz.
Ø Talebelere bazı bilgiler öğretiyor olabilirsiniz, fakat aynı zamanda nasıl bir yetişkin olduğunuzu da gösteriyorsunuz. Nasıl davrandığınız, ne öğrettiğiniz kadar önemlidir.
Ø Eğitim öğretimde bir uyarıcı olacak cezayı kullanmayın. Çünkü cezalar, hiçbir zaman öğrencilerin istenmeyen türdeki davranışlarını değiştirip, istenen türdeki davranış geliştirmelerine yardımcı olamaz. Sadece istenmeyen davranışların geçici olarak bastırılmasına nden olabilir.
Ø İstenmeyen davranış gösteren bir talebenin, kendisinden değil, davranışlarından hoşlanmadığınızı anlamasını sağlayın ve onun bu davranışı değiştirebileceğini, kendisine de bu konuda yardımcı olmaya hazır olduğunuzu belirtin.
Ø Öğrencilerin davranışlarını eleştirirken sinirlenmeyin. O davranışı ortadan kaldıracak öneride bulunun. Örneğin, derste arkadaşlarıyla konuşmaya çalışan bir öğrenciye “ Konuşma!” diye bağırmak yerine “Eğer konuşursan hem sen, hem de arkadaşların öğrenemez, üstelik ben de size yardımcı olamam.” demek daha etkilidir.
Ø İstenmeyen davranışlarla uğraşmayı ertelemeyin ve bu konuda diğer hocalarla, velilerle işbirliği yapmaya çalışın.
Ø Talebelerinize her zaman değil, daha çok size danıştıkları zamanlarda yol göstermeyi tercih edin.
Ø Öğrencilerin bazı davranışlarına sinirlenmeniz normaldir. Ancak bunu belli etmemeye çalışmalısın. Eğer öğrencileriniz, sizi sinirlendirdiklerini anlarlarsa, bu oyunda sizi yendiklerini düşüneceklerdir.
Ø Hata bulmak konusunda çok fazla zaman harcamayın. Suçlamak geriye bakmaktır. Çözümler ise ileri gitmeyi gerektirir.
Ø Disiplinsiz davranışlar yapan öğrencilerinizi idareye bildirmekle tehdit etmeyin. Böyle bir yaklaşım sizi hem öğrencilerin hem de yöneticilerin gözünden düşürür.
Ø Disiplinsiz davranışlar gösteren bir öğrenciyi cezalandırmak ve itaate zorlamak yerine, disiplinin sağlanması konusunda bazı sorumluluklar vererek onu kazanabilirsiniz.
Ø Öğrencilerinizi özellikle arkadaşları önünde asla utandırmayın, uyarmayın ve kınamayın. Başka bir ifadeyle öğrencilerinizi gurup içinde övüp, yanında arkadaşları olmadığında eleştirmeyi tercih eden.
Ø Öğretim ve eğitimde “ af yasasını “ uygulayın. En iyi öğretmenler daha çok affeden , daha çok şans veren ve kesinlikle kin gütmeyendir.
Ø Kötü alışkanlıklarına sürekli olarak dikkat çekilen öğrencilerin bir süre sonra kendilerini düzeltmeye çalışacaklarını unutmayın ve bu konuda iyimser olun.
Ø Meydana gelen herhangi bir disiplinsizlik olayı nedeniyle bütün talebeleri cezalandırmaktan kaçının. Bu size ve dersinize karşı kin ve nefret duygularının oluşmasından başka bir işe yaramaz.
Ø Problemli olan öğrencilere yardım etmekten asla vazgeçmeyin.
Ø Talebelere dostça davranın ama, asla laubali olmayın.
Ø Talebelerinizle çalışın, şakalaşın, sohbet edin... Fakat sınırı aşmayın. Aranızda her zaman belirli bir mesafe kalsın. Onlarla çok yakın arkadaş olmanız gerekmez.
Ø Gerekirse talebelerinizle birlikte gülmekten çekinmeyin. Ancak bu gülmeler biraz kontrollü olsun.
Ø Sessiz bir sınıf tıpkı üretim yapılmayan bir fabrikaya benzer. Ancak ses elbette öğrenilen konuyla ilgili olmalıdır.başka bir ifadeyle, iyi gürültünün anlamı sevinçtir, sevincin anlamı ise öğrenmedir. Kötü gürültünün anlamı ise öğrenciler kontrolden çıkmış demektir.
Ø Öğrencilerinizin tüm davranışlarınızdan memnun olmayı beklemeyin ve bazı öğrencilerinizin yapabilecekleri en kolay işin “ suç işlemek “ olduğunu unutmayın.
Ø İyi öğrencilerinizin her alanda iyi olduğunu düşünmek kadar, kötü öğrencilerinizin her alanda kötü olduğunu düşünmek de hatadır.
Ø Öğrencilerinizin esasında daha başarılı olan öğrencilerinize farklı davranmayın, bunları diğerlerine örnek göstermek yerine, onları diğer öğrencilere ders anlatmaları için görevlendirebilirsiniz. Ancak bunu yaparken diğer öğrencilere “ –Arkadaşınız sizlerle bildiklerini paylaşacak “ şeklinde bir açıklama yapın.
Ø Her öğrenciyi sevmek zorunda değilsiniz. Ancak bunu öğrenciler bilmemeli.
Ø Öğrencileriniz çok fazla gürültü yaptığında ses tonunuzu arttırmayın. Onlarla o andaki gürültü seviyesin altında konuşmaya çalışın. Böylece gürültüyü daha kısa bir sürede kontrol edebilirsiniz.
Ø Başarısız olan bir öğrenciye ; ” Tembellik ediyorsun “, “ Çok çalışman gerek “ gibi sözler söylemek yerine ; “ senin gibi zeki bir öğrencinin bu notlardan daha iyi sini alacağına inanıyorum “ diyerek cesaretlendirme yoluna gidebilirsiniz.
Ø İyi bir dinleyici olun, böylece öğrencilerinize model olarak onlarında iyi birer dinleyici olmalarını sağlayabilirsiniz.
Ø Öğrencilerinizi birbirleriyle kıyaslamayın.
Ø Her öğrenciye adil davranmak, her öğrenciye aynı şekilde davranmak değildir.her öğrencinin size ihtiyacının seviyesinin ve türünün farklı olduğunu unutmayın.
Ø Öğrenciler dersin işlenmesinde yardımcı olduklarında veya derse katkıda bulunduklarında onlara, diğer öğrencilerin de duyabilecekleri bir ses tonuyla ve açık bir şekilde “ teşekkür “ etmeyi unutmayın.
Ø Öğretmenler “ otoriter öğretmen “ tipini bırakıp, “ lider öğretmen “ tipini benimsemelidir.
-ilginç faaliyetler,
-öğrencilere yardım etme,
-öğrencilere yol gösterme…
Ø Öğrencilerinize karşı sevecen ve hoşgörülü olun.
Ø Sınıfta en büyük problemi olan öğrencinin, size en çok ihtiyacı olan öğrenci olduğunu unutmayın.

“Hiç bir eğlence okumak kadar ucuz, hiçbir zevk de okumak kadar kalıcı olamaz.”
Ø Sınıfta fikirlerini rahatça sunulup tartışılmasını sağlayın, ama konuyu siz sonuçlandırın.
Ø Öğrencilerinizle tokalaşın ve onlara el sallayın. Elinizi omzuna atın ve ona yakın ve dost olduğunuzu hissettirin.
Ø Öğrencileriniz isterlerse onlara telefon numaranızı verebilirsiniz, onların telefon numaralarını da siz alabilesiniz.böylece öğrenci problemi olduğu zaman sizi arayabileceğinden emin olur.
Ø Öğrencilerinize sınıf listesini dağıtarak arkadaşlarının karşısına o arkadaşıyla ilgili en az bir olumlu sıfat yazmasını isteyin.daha sonra, topladığınız bu bilgileri bir araya getirin ve her öğrenci için, sınıftaki diğer arkadaşları tarafından uygun görülen, kendisiyle ilgili olumlu düşünceleri kapsayan listeler oluşturun ve bunları öğrencilerin kendilerine verin. Dolayısıyla öğrenciler arasında güçlü sevgi bağları oluşturabilirsiniz,öğrencilerin kendilerine olan güvenlerini arttırabilirsiniz.
Ø Her öğrencinin olumlu bir yönünü belirleyerek ona iltifat edin. “ İbrahim saçlarını çok güzel kestirmiş “ , “ Ali gibi gülebilmeyi çok isterdim “ , “ Ahmet çok güzel soru sordu .“
Ø Sizden farklı düşünen öğrencilerinizin görüş ve düşüncelerine saygı duyun, fikrine katılmıyorsanız onlara; “ Bu konuda ben sizden farklı düşünüyorum “ diyebilirsiniz.
Ø Düzenli ve net olun. Tutarsız olmayın.
Ø Öğrencilerinizi olduğu gibi kabul edin. Olmalarını istediğiniz gibi değil…Herkes kendisidir.
Ø Her öğrenci, kendisini o sınıftaki en önemli olduğunu düşünür. Onlara düşüncelerini sorun. Eğer onların ne düşündüklerini önemserseniz, bu durumda kendilerine olan güvenleri artacak ve daha öğretici olmaya başlayacaklardır.
Ø “ Kesin şu gürültüyü yoksa dışarı atarım “ yerine: “Bu kadar gürültü olursa söylediklerinizi anlayamam…” gibi mesajlar daha etkili olacaktır.
Ø Öğrencilere; “ –Şöyle yap! “ , “-Böyle yapmalısın! “ gibi sözlerle emirler yerine; “ –Böyle yaparsak nasıl olur?” , “ –Böyle olmasa daha iyi olmaz mı? “ gibi sorular yöneltmeyi tercih edin.
Ø Arada sırada öğrencilerinizden herhangi bir iş için yardım isteyin. Böylece onların hem kendi kişiliklerine saygı duymalarını arttırabilir, hem de yardımlaşma duygularının gelişmesine yardım etmiş olursunuz.
Ø Öğrencilerinizden gerekirse özür dilemeyi bilin. Onlara herkesin hata yapabileceğini söyleyin. Onların sizinde bir “ insan ” olduğunuzu bilmesi gerekir.
Ø Öğrencilerinizle birlikte tartışın, ancak onların yerine karar vermeyin.
Ø Çocuklar, yetişkinler gibidir. Hatta bir çok konuda yetişkinlerden bile daha duyarlıdırlar. Sadece boyları yetişkinlerden daha kısadır.
Ø Bir öğrenci konuşurken onun gözlerine bakarsanız ona, “ –senin konuşman benim için gerçekten önemli “ mesajını vermiş olursunuz. Başka bir ifadeyle, kulaklarınızla olduğu kadar gözlerinizle de dinleyin.
Ø Öğrencilerinizin size açtıkları sırlarına asla ihanet etmeyin.
Ø Öğrencilerinizle asla alay etmeyin.
Ø Öğrencilerinizin her zaman iyi yönlerini görmeye çalışın. Çünkü iyi bir eğitimci hiçbir zaman tipik bir kötümser olamaz.
Ø Üretici olmayı alışkanlık haline getirin. Öğrencilerinizi de özellikle yeni bilgiler üretmeleri konusunda cesaretlendirin.
Ø Çaba gösteren öğrencilerinize “ Başarının, ona ulaşmaya karar verildiğinde kazanıldığını “ söyleyin.
Ø Öğrencinizin arada sırada kendilerini değerlendirmelerine izin verin.kendileriyle ilgili bir rapor hazırlayıp, kendilerine öz-eleştiri yapsınlar.
Ø Öğrencilerinize insanların birbirlerinden farklı olduklarını (görüş, yetenek, ekonomik seviye, cinsiyet vb.)fakat aynı zamanda birbirlerine çok benzediklerini (temel ihtiyaçları, duygular, ihtiyaçlar vb.)hatırlatın.
Ø Öğrencilerinizin sadece başarılarını değil, başarısızlıklarını da paylaşmayı bilin. Unutmayın ki başarısızlık bir durumdur,asla bir son değil…
Ø Öğrencilerinizle dedi kodu yapmayın ve söyledikleri her şeye inanmayın.
Ø Öğrencilerin eğitim-öğretimde ne öncelikli varlıklar olduğunu unutmayın. Eğitimciler, okul binaları, yurttaş , yöneticiler, memurlar, hizmetliler ve tüm eğitim-öğretim materyalleri onlar içindir.
Ø Öğrencilerinize öğretim yılının başında, derslerin girecek öğretmenlerini eski öğrencilerden duydukları bir takım olumsuz bilgilerle değerlendirmemeleri gerektiği, bu konuda önyargılı olmamalarını, öğretmenlerini gözledikten sonra kara vermelerinin daha doğru olacağını ve bunun onların başarısını da etkileyeceğini belirtin.
Ø “Hastayım dışarı çıkmak istiyorum…” diyen bir öğrencinizle tartışmayın ve ona hemen izin verin.
Ø Öğretim yılı başında fiziksel sınırlılıkları olan öğrencilerinizi tanımaya çalışın. Aileleriyle ve kendileri ile görüşün. Tahtayı okumakta kim zorluk çekiyor? Sizi duymakta kim zorluk çekiyor? vb. sorunlara cevap aramaya çalışın.
Ø Ağır bir hastalık veya bir kaza geçiren öğrencilerinize geçmiş olsun ziyaretlerine gidin.
Ø Anne, baba veya kardeşini kaybeden öğrencilerinizin evine başsağlığına gidin.onların acılarını paylaşın.
Ø Sabırlı olun, ama yanınızda bir aspirin bulundurun.
Ø Öğrencilerinize olumsuz sıfatlar yüklemeyin veya ima etmeyin. Çünkü olumsuz sıfatlar yüklediğiniz öğrenciler bir süre sonra bu sıfatlara uygun davranışlar göstermeye başlayabilirler.
-tembel öğrenci…
-düzensiz öğrenci…
Ø Bir eğitimci olarak sayısız kararlar vermek zorundasınız. Ancak bu kararları verirken kesinlikle değişmemesi gereken ölçü , “ Çocuklar için en iyisi nedir? “ olmalıdır.

ÇİÇEK VE SU

Günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar.

İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, tabii zaman lâzımdır birbirlerini tanımak için.

Gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz artık ve anlar ki, suya aşık olmuştur.

İlk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar, "Sırf senin hatırın için ey su" diye...

Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki, çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur.

Günler ve aylar birbirini kovalarlar ve çiçek acaba "Su beni seviyor mu?" diye düşünmeye başlar.

Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle... Halbuki çiçek, alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz.

Çiçek, suya "Seni seviyorum der. Su, "Ben de seni seviyorum" der. Aradan zaman geçer ve çiçek yine "Seni seviyorum" der. Su, yine "Ben de" der. Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler...

Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya "Seni seviyorum." der.

Su da ona "Söyledim ya ben de seni seviyorum." der ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin. Yataklardadır artık çiçek. Su da başında bekler çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine...

Bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki;
"Seni ben, gerçekten seviyorum."
Çok hüzünlenir su bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır nedir sorun diye... Doktor gelir ve muayene eder çiçeği. Sonra şöyle der doktor:
"Hastanın durumu ümitsiz artık elimizden bir şey gelmez."

Su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık nedir diye ve sorar doktora. Doktor, şöyle bir bakar suya ve der ki:
"Çiçeğin bir hastalığı yok dostum... Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için" der.

Ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece "Seni seviyorum" demek yetmemektedir...

BAHAR AŞKIN MEVSİMİ

Yanındayım;
unutulduğun gecenin sabahına dek,
sabahın, diğer aydınlığına yorulana,
gözlerin düşene dek.
Yanındayım;
yaptığın, yapacağın yanlışın ya da doğrunun.
Acının, kederin, sevincin, hüznün.
düştüğün an elini tutup, dostça seni kaldıracak sıcak bir el kadar.
Yanındayım.. Ama sen...

Okulun en güzel kızıydı.
Ama öyle çekingen,öyle utangaçtım ki yanına gidip konuşamazdım bile.
Her ders arasında koşa koşa bahçeye çıkar,onun arkadaşlarıyla birlikte dolaşmasını uzaktan izlerdim.
Onu gördüğümde yüreğim deli gibi atıyor,ter basıyor ve konuşamaz oluyordum.
Platonik bir sevdanın girdabına düşen ben,bir türlü o ilk adımı atamıyordum.
Oysa dışarıdan bakıldığında deli dolu,sözünü esirgemeyen ve çok aktif biri olarak görünürdüm.
Her akşam eve döndüğümde onunla nasıl konuşacağımı düşünür,hatta söyleyeceğim kelimeleri yazar üstüne bir de ayna karşısında prova yapardım.
Sabah uyandığımda kendi kendindi ''Ona aşık olduğunu bügün söyleyeceksin'' diye telkin eder,okula doğru yola çıkardım. Ama girip de onu gördüğümde bütün cesaretim yok olurdu.
Kendimi ''Sen de teneffüste söylersin'' diye kandırırdım.
Teneffüse çıktığımda da önce ona doğru bir iki adım atar sonra göz göze gelince yolumu değiştirir başka yöne giderdim.
Koca bir kışı ben ona, o bana uzaktan bakarak geçirdik.
Bu süre içerisinde sadece birkaç kez kalabalık guruplar halinde bir araya gelmiş ama yine de tek kelime konuşamamıştık.
Beni ateşleyecek,harekete geçirecek bir şeye ihtiyacım vardı.
Bir Nisan sabahı uykudan kalktığımda içimde inanılmaz bir heyecan vardı.
Pencereyi açtım,portakal çiçeği kokan havayı içime çektim ve baharın bütün hücrelerime yayılmasını bekledim. Artık hazırdım.
Okulun bahçesine girdim,ona doğru yürüdüm ve aylardır tek kelime bile edemediğim o kıza ''Sana aşığım'' deyiverdim.
Kendimi öylesine rahatlamış,öylesine huzurlu hissediyordum ki,artık bana ne cevap vereceği umrumda bile değildi.
İri siyah gözlerini bana çevirdi ''Hep bunu duymak istedim. Neden bu kadar bekledin?'' diye sordu.
'' Bana kalsa hala bekliyor olurdum ama bahar izin vermedi'' dedim.Biraz çocukça,biraz saf,biraz da kıskançlık dolu bir ifadeyle ''Bahar kim'' diye sorduğunda elini tuttum ve okul bahçesinin köşesinde ki küçük koruluğa götürdüm.
Renk renk açmış çiçekleri gösterip ''İşte bahar'' dedim, ''Aşkın mevsimi...''
Gülümseyerek baktı yüzüme ve ''Söyle bahara bir daha bu kadar gecikmesin'' dedi...
O günden sonra bahar benim için hep vaktinde geldi...

SPOR TAKIMI MESAJLARI

GALATASARAY MESAJLARI
1 1905’te doğdu aşkımız, sarı kırmızı akar kanımız, cimbombom feda olsun sana canımız, ölene kadar hep senin yanındayız.
2 Adana Ceyhan, herkes cimbomlu haydi artık sen de uyan...
3 Aslan terbiye eden Fenerbahçeli taraftarın ne hale geldiğini bırak Türkiye gördü. Sen ki küçük bir kanaryasın, aslanla uğraşmak senin neyine...
4 Avrupa fatihisin Galatasaray, Türkiye'nin gururusun Galatasaray... gökte yıldızsın gönüllerde ay, bu sene de şampiyonsun Galatasaray...
5 Belki bir gün başkaları da süper kupayı kazanır... Ne dersiniz hoş olmaz mı?
6 Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak ama bu gidişle hiç fenerli kalmayacak.
7 Bir gün herkes Fener'li olacak, geri kalan 364 gün ise Galatasaraylı.
8 Biz alıştık Avrupa'da kupa görmeye, sıra sende Fenerbahçe. Bulgaristan'da yayla kupası varmış, haydi fenere de bir alkış.
9 Cimbombom diyerek sana yüz koyduk, sarının yanına kırmızı koyduk, yıllardan beridir hep senin olduk, cimbombom sen bizim her şeyimizsin.
10 Cimbomlu arkadaşlar... Fenerliler bize müteşekkir... biz olmasak Avrupa takımlarını seyredemeyecekler.
11 Cimbombom’um benim, biricik sevgilim, söyle senden başka kimim var benim? Seninle ağlarım seninle gülerim, söyle senden başka kimim var benim.
12 Dünyada iki tür taraftar vardır; 1-)Galatasaray'lı olanlar 2-) Galatasaray'lı olduklarının farkına varamayanlar.
13 Fenerbahçeli misin? Allah başka dert vermesin...
14 Fenerli olmak ayıp değil, yeter ki çaktırma.
15 Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray.
16 Herkes fenerli doğacak ama bir gün herkes cimbomlu ölecek.
17 İşte fenerlinin hali; taktikle yapamadığının acısını böyle çıkarmayı düşünüyor, yani mesaj yazarak:)
18 Kalplerde yıldız, gönüllerde ay, şampiyonsun Galatasaray.
19 Nasıl ki bu milletin tacıdır yıldızla ay, yüksel taa arşa kadar şanlı Galatasaray...
20 Sarıyla kırmızı kalbimizin yıldızı, şampiyon ol cimbombom al bizim canımızı.
21 Şampiyon cimbomum ne istersen iste benden. İstersen donatalım dört bir yanı bayraklarla, istersen çınlatalım dört bir yanı şarkılarla, istersen eğlenelim davullarla zurnalarla.
22 "Veremliyim" de, "AIDS liyim" de, ama "fenerliyim" deme...

BEŞİKTAŞ MESAJLARI
1 Başın öne eğilmesin aldırma kartal aldırma, en büyük sen değil misin aldırma kartal aldırma...
2 Bazen hüzün bazen keder, senin sevgin bir ömre bedel. Beşiktaş sen bizim her şeyimizsin.
3 Beşiktaş diyerek sana yüz vurduk, siyahın yanına beyazı koyduk, yıllardan beridir hep senin olduk, Beşiktaş sen bizim her şeyimizsin.
4 Beşiktaşlıysan öğün, değilsen itaat et.
5 Delikanlı adam renkli takım tutmaz. Beşiktaşım sen bana babamdan kalan miras değil, oğluma olan borcumsun.
6 Dünyada iki tür taraftar vardır; Beşiktaşlı olanlar ve Beşiktaşlı olduğunun farkına varamayanlar.
7 Edirnenin yolları taştan, var mı daha büyük Beşiktaştan?
8 Gel gündüzle gece olalım, gel gökyüzünde yıldız olalım, seninle şampiyonluklara koşalım, haydi bastır kara kartalım.
9 Gün doğdu hep uyandık statlara dayandık, beşiktaşın uğruna da bayraklara donandık. Semtimiz erkek semti, aşık eder herkesi, üzerimden eksilmesin bayrağımın gölgesi. İşte biz kötü günde de hep omuz omuzayız, övünmek gibi olmasın biz kara kartallıyız.
10 İşte fenerlinin hali; taktikle yapamadığının acısını böyle çıkarmayı düşünüyor, yani mesaj yazarak:)
11 Semtimiz erkekler semti, aşık eder herkesi, üzerimden eksilmesin bayrağımın gölgesi, işte biz kötü günde hep omuz omuzayız, övünmek gibi olmasın biz kara kartallıyız...
12 Yakışır sana yakışır, sana şampiyonluk yakışır, sen alemde teksin, değişilmezsin, Beşiktaş sen bizim her şeyimizsin.
13 Yerlerde süründük, çok gece uyumadık, stadın önünde betonda yattık, statlarda ismim, kalelerde resmim, vazgeçtim hayattan beşiktaşım için. Öyle bir sevda ki tarif edilemez, kalplere yazmışız inan hiç silinmez. Dünya dönüyor, ömrümüz bitiyor, Beşiktaş sevgisi bizde hiç bitmiyor.
14 Yıllarca kahrolsak dertten kederden, bilsek ki kellemiz kopar bedenden, aşkımız harbiden hem de derinden, asla vazgeçemeyiz Beşiktaş senden.

FENERBAHÇE MESAJLARI

1 1907 de doğdu aşkımız, sarı lacivert renkleri oldu şarkımız, sporun her dalında bizim şanımız, hiç bitmedi-bitmeyecek bizim aşkımız.
2 Atam izindeyiz, çünkü bizde Fenerbahçeliyiz.
3 Avrupa Avrupa duy sesimizi, işte bu fenerin ayak sesleri.
4 Bana "kartalı ya da cimbomu tut cennete gireceksin" deseler, ben "bir Fenerbahçeli olarak cehenneme girmeye razıyım" derim.
5 Ben herkesin içinde tekim, tek olduğum sürece zafer benim, çünkü ben Fenerbahçeliyim.
6 Bir Fenerbahçeli Dünya'ya bedeldir, oda atamızdır.
7 Bir fenerli, 10 beşiktaşlı, 20 trabzonlu ve bütün cimbomlulara bedeldir.
8 Bu sene son olmalı, arkası olmamalı, söyletme artık fener acı hasret şarkısını.
9 Büyüklük geçmişte gizlidir, büyük takım mazisinden bellidir.
10 Cimbom sana Kadıköy extra large.
11 Fenerbahçe forması tutkulu bir aşık gibidir; sevdiğini bırakmaz, sevmediğinin de yüzüne bakmaz.
12 Fenerbahçe sen çok yaşa, canım feda olsun sana, hiçbir şeye değişilmez senin sevgin bu Dünya'da.
13 Hayatta Fenerbahçe'den başka hiçbir şeyi olmayan ben, hayatta fenerbahçeden başka her şeyi olana acıyorum.
14 Haydi bastır şanlı fener, senin sevgin ömre bedel, ne kupalar ne ödüller ne de cimbomlu geceler, bu dünyada tek bir isteğim var; mutlu ol yeter. Bir sevgi bu anlatılmaz, anlatsan da anlaşılmaz, fenerli olmayan bilmez, bunu hiçbir kitap yazmaz.
15 Her insan fenerli doğar ama sonra yoldan çıkabilir.
16 İtina ile aslan terbiye edilir. Başvuru; herhangi bir Fenerbahçeli...
17 Kalpleri fetheden renkler, yaşa Fenerbahçe! Türk'ün kalbi senle atar, yaşa Fenerbahçe! Mazinde bir tarih yatar, yaşa Fenerbahçe! Ne mutlu seni sevene, yaşa Fenerbahçe!
18 Kanaryasın sen bizim canımız, sarı lacivert akar kanımız, seviyoruz seni can-ı gönülden kanaryasın sen bizim canımız.
19 Maç yaparken sahada sarı kanaryalar, rakip takıma krampon toplatırlar, sıkı dur karşı defans! Fener geliyor, şut ve gooool ağları deliyor!
20 Ne okulu bitirmek, ne de bir genç kızı sevmek, en büyük dileğimiz seni şampiyon görmek.
21 Ne sinema, ne tiyatro, ne de İstanbul'da bir gece. En büyük eğlence Fenerbahçe.
22 Sarı lacivert rengimiz, Fenerbahçe her şeyimiz, hiçbir şeye değişmeyiz, çünkü biz Fenerbahçeliyiz.
23 Sarı lacivert rengimiz bizim, gurur verir tarihin fenerbahçem, atamızın sözünden belli değil mi? "En büyük sensin fenerbahçem".
24 Sarı lacivert rengin, vazgeçilmez yeminim, sana canım feda fenerbahçem. Yağmur, çamur demem her maçına gelirim, yollarına düşerim fenerbahçem.
25 Sarının yanına lacivert koyduk, yıllardır biz senin esirin olduk, yağmurlarda çamurlarda yanında olduk, fenerbahçem sen bizim her şeyimizsin. Eğlenelim arkadaşlar fener geliyor, kadıköyde bu gece bayram oluyor. Şampiyonluk bizimdir alem biliyor, kaldırın bayrakları efsane dönüyor.
26 Senin sevginle geldik bu Dünya'ya, konuşmayı öğrendik ilk sözümüz "kanarya".
27 Sensiz hayat bir işkence, dilimdesin gündüz gece, satır satır hece hece, şampiyonsun fe-ner-bah-çe.
28 Şampiyon fenerim ne istersen iste benden. İstersen donatalım dört bir yanı bayraklarla, istersen çınlatalım dört bir yanı şarkılarla, istersen eğlenelim davullarla zurnalarla.
29 Yağmurlarda, çamurlarda, İstanbul'da, deplasmanda, senin için çektik cefa, hakkımız bu muydu kanarya?

Favorilerim

http://www.deviantart.com/
http://www.sxc.hu/
http://www.bobiler.org/

24 Nisan 2008 Perşembe

İlginç ve komik Haberler

İnterneti Türkler Bulsaydı!...
Bilgisayar açılış mesajları:- Ad Soyad girin- Şifrenizi girin- İkametgah girin- Nüfus sureti girin- Annenizin genç kızlık soyadını girin İnternette gideceğiniz adresi yazdıktan sonra ekrana gelen mesajlar:- Emin misiniz?- Ciddi misiniz?- Bak son defa soruyorum!- Günah benden gitti, bağlıyorum.

e-mail almak için yapılması gerekli işlemler:1. Nüfus Cüzdanı aslı ve noter tasdikli fotokopisi2.İkametgah senedi3.Savcılıktan iyi hal kağıdı4. 6 fotoğraf5.Son 3 ay içinde alınmış isme tescilli elektrik,su,dogalgaz faturası(odenmis olacak)6. Erkek kullanıcıların Askerlikle ilişkileri olmadığına dair tecil belgesi veya teskere belgesinin noter tasdikli sureti.7. 18 yaşını doldurmamış kullanıcılarda velilerinin yazılı izin belgesi...Not: İnternet e-mail kullanım depozitosu 400$ olup aylık 50 milyon kullanım ücreti alınacaktır faturasını ödemeyen abonenin e-maili kesilir.(not: Internet İsleri Genel Müdürlüğü, hiçbir tebligat yapmadan abonenin e-mail adresini önceden haber vermeden kapatma veya değiştirme hakkına sahiptir)

Bağlanamama mesajları:- Bu siteye giriş İnternet Yüksek Konseyi tarafından yasaklanmıştır.- RTUK bu siteyi,cocuklarin zihinsel gelisimini engelledigindendolayi bir(1) gun sure ile kapatmistir. - Aradiginiz adres Anayasa'ya aykiri bulunmustur.- Site borcundan dolayi kapatilmistir

Baglanma mesajlari :- Sitemizi sectiginiz icin tesekkür ederiz, sitemize girmekle artık sadece bizim sitemize geleceginize ve baska hic bir adrese gitmeyeceginize dair bir anlasmayi kabul etmis oluyorsunuz. Bu durumu kabul ediyorsaniz "Evet", etmiyorsaniz "Evet" tusuna basin. Ihtilaf halinde Istanbul Mahkemeleri gecerli olacaktir.

Hata mesajlari:- Ulasmaya calistiginiz bilgisayarin mahallesinde elektrikler kesik oldugundan baglanti kurulamiyor.- Eksik tusa bastiniz, lutfen tekrar deneyin.- "Q" harfine bastiniz, bu durumun bir yanlislik sonucu olduguna inaniyoruz, Bir kez daha "Q" harfine basmanız halinde bilgisayariniz takibe alinacaktir.- Hatasiz bilgisayar olmaz.- Kime sikayet ederseniz edin.BİLGİSAYAR SALAKLARI Compaq "Press any key" komutunu "Press return key" şekline dönüştürmeyi düşünüyor. Neden? "Any" tuşu nerede sorusuna cevap vermekten baygınlık gelmiş. Bir müşteri, üzerinde "toz koruyucu" olduğunda fareyi kullanmakta güçlük çektiğinden dert yanmış. Toz koruyucu dediğinin farenin plastik paketi olduğu ortaya çıkmış. Disklerinin hatalı olduğunu savunan müşteriye "diskleri satıcıya yollayın" denmiş. Satıcının eline geçen mektuptan disklerin fotokopileri çıkmış. Dell şirketinin bir müşterisi bilgisayarının faks çekememesinden şikayet etmiş. 40 dakikalık bir telefon görüşmesi sonucunda adamın kağıdı monitöre dayayıp "Gönder" tuşuna bastığı ortaya çıkmış. Bir IBM müşterisi dökümanı yazıcıya aktaramadığından şikayet etmiş. "Bilgisayar yazıcıyı görüyor mu?" sorusuna karşılık "Ekranı yazıcıya doğru çevirdim ama hala görmüyor" cevabını vermiş. Yeni aldığım bilgisayar çalışmıyor diye Dell firmasını arayan kadın sürekli "Ayak pedalına basıyorum basıyorum makinadan hiç ses gelmiyor" demiş. Ayak pedalı dediğinin fare oldugu ortaya çıkmış. Novell Netware'in ünlü hikayesi: NetWare: Buyrun SysOp. Adam: Bilgisayarın kahve taşıyıcısı kırıldı. Garanti kapsamındayım, ne yapmam lazım ? Netware : Kahve taşıyıcı mı ? Adam: Evet bilgisayarın önündeki ! Netware: Pardon anlamakta güçlük şekiyorum. Bu kahve taşıyıcıyı nereden aldınız? Promosyon falan mı ? Üzerinde bir marka var mı ? Adam: Bilgisayarla birlikte geldi. Promosyon olup olmadığını bilmiyorum. Üzerinde 4X yazıyor. Bir IBM müşterisi : " İlk disketi sürdüm. İkincisini sürerken çok zorlandım. Üçüncüsü asla içeri girmiyor." Bilgisayar Nasıl Bozulur ? Bilgisayarınızı, direkt güneş ışığı alabilecek bir yerde kullanın. Yakınlarda kalorifer veya benzeri bir ısıtma cihazı da bulunursa iyi olur. Ortamın nemli olması, olaya ayrı bir anlam katacaktır. :)) Bilgisayarınız kilitlendiği zaman, ''reset'' tuşuyla filan uğraşmayın. Power tuşuyla kapatın ve birkaç saniye bile geçmeden hemen açın. :) Elektrikler kesildiğinde, bilgisayarınızı kapatmayın. Elektrik geldiğinde yaşanacak ani voltaj değişiminin, monitörünüzde oluşturacağı görüntü ile sabit diskinizden gelecek garip seslerin senfonik uyumu size ilginç bile gelebilir. :)) Bilgisayar masanızı sabitlemeyin. Böylece her tuşa bastığınızda sallanan bilgisayar, size ''interaktif'' bir his verecektir. :))) Bilgisayarınızın kasasını, havalandırma delikleri kapanacak şekilde bir duvara yaslayın. Böylece işlemcinizin soğuması için gereken hava dolaşımını ve ısı kaybını önleyebilir, bilgisayarınızla ''sıcak'' ilişkiler kurabilirsiniz. :)))))) Bilgisayar monitörünüzde sabit bir görüntüyü saatlerce tutun. Böylece, monitörünüzün fosfor tabakasında oluşacak zedelenme sonucu, monitorünüz kapalı iken bile o görüntünün siluetini görebilirsiniz. :))) Bilgisayarınızın fişini topraksız bir prize takın. Aynı prizden diğer elektronik cihazların da güç sağlaması, bilgisayarınıza giden akımda hoş değişiklikler yapacaktır. :)) Küçük kardesinizin veya çocuğunuzun bilgisayarınızın disket sürücüsüne bozuk para ve benzeri şeyleri sokmasına aldırmayın. Bilgisayarınızın içinde birikecek bozuk paralar, ona tasarruf alışkanlığı, bilgisayar tamircinize de para kazandıracaktır. :))) Eğer modem kartı, ses kartı ve benzeri kartları çok sık takip çıkartıyorsanız, her seferinde bilgisayarınızın kasasındaki o vidaları açmak büyük dert haline gelebilir. :)) Hele bir de yildiz tornavidaniz yoksa, bu iş bir eziyet halini alabilir. Bu kadar uğrasacağınıza, birakın bilgisayarınızın kasası sürekli açık kalsın. Annenize de söyleyin, sehpanın tozunu alırken bilgisayarınızın devrelerine de bir el atsın. :)))))) Tüm bunlari yaptığınız halde, bilgisayarınız hala çalışmakta ısrar ediyorsa, en etkili ve son çare olarak kaldırıp pencereden atabilirsiniz. :)))) Türkçeden İngilizceye çeviri: Turning from Turkish to English Acele ise seytan karisir : Urinate quickly, satan mixes Adam katila katila gülüyordu : The man was laughing joining by joining Astigi astik kestigi kestik bir adamdir : He is ahis-hung-is-we-hung-his-cut-is-we-cut man Can bogazdan gelir : John comes from Bosphorus Dik dik ne bakiyorsun öyle : What are you looking perpendicular perpendicular like that Egri oturalim, dogru konusalim : Let's sit italic,let's talk correct Ekmek elden, su gölden : Bread from hand, water from lake Nallari dikti : He errected the horse-shoes O güzelim vazo tuzla buz oldu : That my beautiful vase became ice with salt Onun elinden az cekmedik : We didn't pull little from his hand Gözün mosmor olmus : Your eye has become puspurple Onun gözlemelerine doyum olmaz : There is no saturation to her observations Senden adam olmaz : Man doesn't become from you Siraya gir : Enter the desk Usta ordan bi pilav üstü kuru versene : Master, give a dry on top of rice from there Bilgisayarların CinsiyetiAmerika'da kadınlar ve erkekler bilgisayarın dişi mi yoksa erkek mi olduğunu tartışıyorlarmış...Kadınlar bu aletin erkek olduğunu savunmuşlar. "Çünkü" demişler, "bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmış olmalarına rağmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler... Daha da önemlisi, bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz...."Erkekler tabii tam ters görüşte... "Bilgisayar dişidir" diyorlar, "çünkü onun mantığını yaratıcısından başka hiç kimsenin anlaması mümkün değildir, bu bir. Yaptığınız en küçük hatayı bile derhal hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar bu ikiii... Ve bir bilgisayar aldıktan kısa bir süre sonra fark edersiniz ki, bir o kadar daha parayı ona gereken aksesuarlar için harcamaktasınız, bu da üüüççç...."Allahtan kadınım dedirden 100 neden 1. Sigaradan sararmis biyiklarimiz yok... 2. Arabamizin yolda patlayan lastigini degistirmeyi bilmesek de olur. 3. "Ya kalkmazsa?" 4. "Ya inerse?".. sizin de isiniz zor valla yaaa... 5. Pantolon giymek bizim için fizyolojik olarak en az etek kadar rahattir. 6. Kisiligimiz kullandigimiz arabanin beygir gücü ile dogru orantili olarak degismiyor. 7. Tuvalette sadece tavana degil, sagimiza solumuza herhangi bir ölçme-biçme endisesi duymaksizin bakinabiliriz. 8. "Gerçek mi, rol mü yapiyor?" 9. "Damsiz Girilmez" bize bir sey ifade etmiyor... 10. Kirmizi isikta yanimizdaki arabanin bizden önce çikmasi ya da bir aracin bizi sollamasi hiçbir sey demek degildir. 11. Istedigimiz her yerde ve her kosulda ağlayabiliriz. 12. Bedensel hareketlerimiz vücudumuzdaki olasi kaslari belirginlestirecek diye bir zorunlulugumuz yok... 13. Vücudumuzda kas olacak diye bir zorunlulugumuz da yok hatta.. 14. Kas gücü gerektirecek isleri zevkle yapacak birileri her zaman vardir... 15. Dügme, sökük vs. dikmek özel bir beceri gerektirmiyor. 16. Dünya yerle bir olsa önce kadinlar ve çocuklar! 17. "Yoktan var edilen" yapay bedenlerimize tapinacak bir karsi cins varken, kozmetik ürünleri ve estetik cerrahinin olanaklarindan sonuna kadar yararlaniyoruz... 18. Asik oluyoruz... korkmadan. 19. Biraz göbek sevimli mi durur? .. hadi ordan!! siz hiç "kalçalarimdaki yaglar beni çekici gösteriyor" diyen bir kadin gördünüz mü? Asla dis görünüsümüzle ilgili yalan telkinlerle kendimizi kandirmaya çalismayiz.. Rejim gerekiyorsa rejim... alla alla... 20. Tecavüze ugradigimizda cinsel tercihimizi degistirmek zorunda degiliz... 21. Duygusal saçmaliklar adina kredi sahibiyiz... çiçek ve çikolata istiyoruz.... 22. Evde, banyoda, kil- tüy dökmeyiz... 23. Dokundugumuz bedenin herhangi bir kismindan silikonlar fiskirma korkusu duymayiz... genelde tabi! 24. Sünnet olmayız25. Meslek grubunda "ev kadini" diye kebap bir seçenek var... 26. Birinden hoslansak da "ilk adim atma kabusu"ndan muafiz... 27. Evet, gelinlik 200.- $, smokin ise 100.-$.. ve her ikisini de sevgili damat ödüyor... 28. "3 dubleden sonra fecii sarhos olurum" diyebiliriz rahatlikla... 29. "Çirkin" kadin yoktur. 30. 50 yasindan önce hiçbir erkege seks için para ödemek zorunda degiliz. 31. 31 sayisi da sadece digerleri gibi bir sayi... 32. Kisa boy mu? E topuklu ayakkabilar ne güne duruyor ki? 33. Yasimiz ne olursa olsun bir uçan balon tasiyabilir, pamuk helva ve elma sekeri de yiyebiliriz. 34. Her sabah tras olmak zorunda degiliz. 35. Bir gece hos bir rüya görsek ertesi sabah pijamamizi kirliye atmamiz gerekmez. 36. Genellikle istedigimizi almamiz için söylememiz yeterlidir.... 37. Bazen istemedigimizi söyleyerek de aliriz.38. Blue-jean'lerimizin muhtelif kisimlari diger taraflarina göre dengesiz biçimde beyazlamaz... ya da sararmaz... 39. Kizdigimizda birbirimizin anneleri, kizkardesleri, ebeleri, dayilari ya da sülalesine dair cinsel taleplerimiz olmaz... 40. Ayakta kalmak(?) için 1,5 kaymakli künefe yememiz gerekmiyor... 41. Bebeklik albümlerimiz sirtüstü çirilçiplak resimlerimizle dolu degil... 42. "Hadi amcalara göster.." seklinde rezil bir çocukluk animiz da hiç olmayacak... 43. Uçan tekmelerle birbirimizin agzini yüzünü kirdigimiz sporlar yapmiyoruz... 44. Fiziksel güç iddiamiz yok ama grip olunca da ölümcül birhastaliga yakalanmis gibi iptal olmuyoruz... 45. Silah... hiç iki kizin silahla oynarken birbirini vurdugunu duydunuz mu? 46. Horlamiyoruz.... 47. Az bildigimiz bir seyi çok anlatabiliriz. 48. Birbirimize, beklenmedik yikici sonuçlar dogurabilecek, esek sakalari yapma adetimiz yoktur. 49. Canimizin çektigi yemegi pisirir, kötü de olsa herkese yedirebiliriz. 50. Kerizi parasindan ayirmada Allah vergisi bir yetenegimiz vardir. 51. Sigaramizi yakacak birileri hep vardir... 52. Evde bozulan bir aleti, onarmaya çalisip bir daha kullanilamayacak hale getirmek yerine tamirci çagirmak rasyonalitesine sahibiz 53. Tükürmeyiz... 54. Giysilerimizden o gün ögle yemeginde ne yedigimiz anlasilmaz. 55. Harika alyansimiz asla killarin arasinda kaybolmaz. 56. Estetik sanatlarin %90'i kadindan esinlenmistir. 57. Ayaklarimiz kokmuyor. 58. "Erkek sözü" gibi ikna etmeye yönelik sifatlar yaratmadikhiç...Yoksa verilen sözlerin tutulmamasi gibi bir sorun mu var? 59. Övgü ve komplimanlar sadece ruhumuzu oksar geçer, ikna etmeye yetmez... ya gururu oksanan bir erkek neyi reddeder ki? 60. Çapkinliklarimizin ardindan giysilerimizde, biz istemedikçe (mesela Monica L. istemisti!), deliller (ruj lekesi, sari saç teli vs.) bulunmasi ihtimali yok... 61. Toplum içinde organ düzeltme stresi.. 62. Cep telefonumuzun sesi popomuzdan gelmez. 63. En sevmedigimiz insanlara bile, öyle gerekiyorsa eger, yeterince dayanabiliriz. 64. Sevisirken sirtimiz yere gelse de bu kazananin karsi taraf oldugu anlamina gelmez. 65. "Anneme gidiyorum" diyerek kapiyi çarpmak bize yakisan bir ayricalik... 66. Saçimizi boyayabiliriz... 20 yasinda bile... 67. Çiglik atabiliyoruz... sevinince, üzülünce, korkunca... 68. Aradigimiz adresi, kaybolmadan önce sormayi düsünebiliyoruz... 69. Uzaga iseme, uzaga tükürme, yüksek sesle gegirme vb. karizma krikolarimiz yok.... 70. Askere gitmiyoruz.. 71. Annelik duygusu... apayridir... 72. Sevgilimize, agabey ya da babamiza ait gömlek, kazak, mont, T-shirt'leri giyebiliyoruz. 73. Bale, dans, ritmik jimnastik, buz pateni vb. ugraslar edinmemiz cinsel tercihimiz hakkinda tartisma yaratmaz.... 74. Hayatimizin hiçbir döneminde kravat takmak zorunda degiliz... 75. Mücevherler bizim... 76. Yagmurda semsiyesiz kalmayiz. 77. Belli dönemlerimiz, cinayet bile islesek hafifletici neden kabul edilir. 78. "Bosanmak istersek" tek celsede bosaniriz. 79. "Bosanmak istemezsek" zengin bir dul oluruz. 80. Bir gün önce çikardigimiz çoraplarimizi evin alti üstüne gelmeden, üstelik de kimselere sormadan bulabiliyoruz. 81. Kol saatimizin ayni zamanda hesap makinesi, takometre, barometre, termometre ve radyo olmasi gerekmiyor. 82. Playboy Late Night, kirmizi nokta, Tutti Frutti vb. yüzünden uykusuz geceler geçirmiyoruz. 83. Özel günleri parmagimiza kirmizi iplik baglamadan da hatirlayabiliyoruz..84. "Kaaaave.."ye gitmiyoruz. 85. Trafik polisinin alkol vs. çevirmelerinden muafiz... 86. Istemezsek hesap ödemeyebiliriz. 87. Yürürken ceplerimizden bozuk para, anahtar, çakmak vs. sesleri gelmez... 88. Gece eve birakiliriz... 89. Bulasik makinesi karmasik bir dünyadisi mekanizma degildir... 90. Geceyarisi yataktan sivisip, buzdolabinin isiginda zeytinyagli dolma, börek ve "hain köfte" yemiyoruz... 91. Ortaliktaki alakasiz her türlü nesne ve sözcükten cinsel çagrisimlar çikarip günün 14 saatini seks düsünerek geçirmeyiz...92. Kel olmuyoruz... 93. Toplu tasima araçlarinda nadiren ayakta kaliriz. 94. Futbol mu? Bizim tuttugumuz takim genelde kaybetmez... 95. Her basarili erkegin arkasinda bir kadin vardir... 96. Berberde kimse yüzümüzü 800 kolonya ile ovusturarak gözlerimizi yuvalarindan ugratmiyor.97. Bizim berberlerin koltuga yaslanmasi ya da üzerimize abanmasi da gerekmiyor... 98. Para cüzdanimiz bir süre sonra kavisli yuvarlak hatli birsekil almiyor. 99. Pantolon almaya çikip eve uçak maketi, uzaktan kumandali araba, mini langirt masasi vb. emtia ile dönmüyoruz. 100. Eh... bir de Brad Pitt hak ettik artik. "Allahtan Erkegim" dedirtecek 100 sey 1.Pamela Anderson. 2.Filmlerdeki çiplaklik sahnelerinin yildizlari genelde disidir. 3.Bes günlük bir tatil için minik bir çanta yeterlidir. 4.Spor karsilasmalari. 5.Telefon konusmalariniz maksimum 30 saniyedir. 6.Arkadaslarinizin seks hayatini gözlemlemeniz gerekmez. 7.Tüm konservelerinizi siz açarsiniz. 8.Tuvalet ihtiyacinizi kadinlardan %80 daha hizli ve pratik giderirsiniz. 9.Eski arkadaslariniz kilo almis yada vermis olusunuzla ilgilenmezler. 10.Kuaförde saatler harcamazsiniz. 11.Disilerden %98 daha hizli zap yaparsiniz. 12.Pembe dizilerle zaman kaybetmezsiniz. 13.Poponuz ise alinmanizda asla bir kriter degildir. 14.Tüm orgazmlariniz gerçektir. 15.Tecavüzcüler sizle ilgilenmez. 16.Her yere yaninizda gereksiz seylerle dolu bir çanta götürmek zorunda kalmazsiniz. 17.Yaslanirsaniz Viagra kullanirsiniz. 18.Tuvalete yardimci bir grup arkadasiniz olmadan gidebilirsiniz. 19.Soyadiniz oldugu gibi kalir. 20.Bir otel yatagini toplanmamis bir sekilde birakabilirsiniz. 21.Kendi yemeginizi öldürebilirsiniz 22.Düsüncesizlikleriniz için ekstra kredi sahibisinizdir. 23.Hiç kimse sizi (onu) yutarken hayal etmez. 24.Tuvaleti silmek zorunda degilsinizdir. 25.10 dakikada tras olup, dus alip hazirlanabilirsiniz. 26.Kendinizi tatmin etmek için yardimci bir titresimli faktöre ihtiyaç duymazsiniz. 27.Bayan patronlara karsi avantajlisinizdir. 28.Ne kadar çirkin olursaniz olun sizden hoslanan bir karsi cins bulunur. (bkz. Quassimodo) 29.Dügün planlariyla ilgilenmezsiniz. 30.Biri sizi bir yere davet etmeyi unutursa hala arkadasiniz olabilir. 31.Bir partide sizin kiyafetinizin aynini giyen biriyle tanisirsaniz onunla hayat boyu arkadas olabilirsiniz. 32.Iç çamasirlariniz pazarda 500.000TLdir. 33.Bilimum güzellik yarismalari. 34.Sizin emrinizde çalisan insanlardan hiçbiri sizi aglatma gücüne sahip degildir. 35.Boynunuzun altinda kalan hiçbir vücut bölgesini tiras etmezsiniz. 36.Her aksam killi poponun birine arkanizi dönmek zorunda degilsinizdir. 37.Otuz dört yasinda ve hala bekarsaniz kimsenin umurunda olmaz. 38.Adinizi kara sidikle yazabilirsiniz. 39."Uzaga iseme" yarismalarinda tartismasiz bir üstünlük saglarsiniz. 40.Çukulata sadece bir çesit tatlidir, kaçilmasi gereken bir güzel sey degil. 41.Cumhurbaskani olabilirsiniz. 42.Yolcu koltugunda da yolculuklardan zevk alabilirsiziniz. 43.Çiçekler her seyin anahtari, her sorunun çözümüdür. 44.Diger insanlarin duygularina çok önem vermeniz sizden beklenmez. 45.Çalisma saatlerinizin %90'ini seksi düsünerek geçirebilir ve tam verim alabilirsiniz. 46.Islanacaginiz bir ortama beyaz bir t-shirt ile gidebilirsiniz. 47.Üzerinde "Hâ$$îktir ordan!" yazan bir t-shirt giyebilirsiniz. 48.Üç çift ayakkabi yeter de artar bile. 49.Araba tamircisine kolayca gidebilir ve hatta orada muz bile yiyebilirsiniz. Basiniza bir sey gelmez. 50.Istedginizi söylersiniz ve insanlarin sizin hakkinizdaki düsüncelerini takmazsiniz. 51.Leonardo DiCaprio'nun hoslanilacak biri bile olmadigini daha kolay anlarsiniz. 52.Arkanizdan fazla kisi konusmaz; konussa bile aldirmazsiniz. 53.Sicak bir günde gömleginizi çikartabilirsiniz. 54.Yanliz yasiyorsaniz annenizin sizi ziyaret etmesi arifesi hariç evinizi asla toplamayabilirsiniz. 55.Tüm tamirciler size gerçegi söyler, doru fiyati teklif eder ve pazarliga daha açiktirlar. 56.En yakin arkadasinizla saatlerce oturup "Benden hoslaniyor olmali" seklinde düsünmeden maç seyredebilirsiniz. 57.Sevgilinizin sizden ayrilmaya çalistigini ima ettigi cümleleri asla yanlis anlamazsiniz. 59.Ruhsal durumunuz çok zor degisir. 60.Dünyaniz isediginiz yerdir. 61.Mekanik aletleri diger cinsten daha kolay kullanir, onlari yönetirsiniz. 62.Arkadasinizin yeni saç biçiminizi fark etmesi sizi pek ilgilendirmez. 63.Clint Eastwood'a hayran oldugunuzda için ona benzemek istemezsiniz ya da benzemek için kilo verme geregi duymazsiniz. 64.Asla bir önceki benzin istasyonunun çalisanlarini begenmediginiz için digerine 20 km yol almazsiniz. 65.Bir içecek sisesini açmanin en az 20 farkli yolunu bilirsiniz. 66.Ne giyerseniz giyin, bacaklarinizi farkli yönlere sonuna kadar açarak oturabilirsiniz. 67.Ayni is . . . Fazla maas. 68.Gri saç ve kirisikliklar karizma katar. 69.Gelinlik - 200$, frak kirasi - 100$ 70.Bir atista 400 milyon sperm ile 15 denemede dünya nüfusunu ikiye katlayabilirsiniz - en azindan teorik olarak. 71.Diger insanlarin yemeklerine ve tatlilarina ilgi duymazsiniz. 72.Uzaktan kumanda sadece ve sadece sizindir. 73.Siz insanlarla konusurken asla gögüslerinize bakmazlar. 74.Eurosport'da ki birbirinden ilginç motor sporlari. 75.Formula 1. 76.Bir arkadasiniza hediye götürme geregi duymadan da ugrayabilirsiniz. 77.Bekarliga veda partileri kina eglencelerinden kat kat iyidir. 78.Annenizle normal ve saglikli bir iliskiniz vardir. 79.Erkek çocuklar aileler tarafindan -genelde- daha çok sevilirler. 79.Kolayca prezervatif alabilirsiniz. (Eczaci sizi çiplak olarak hayal etmez) 80.Banyoya gidip makyaj tazelemenize gerek yoktur. 81.Makyaj yapmaniza gerek yoktur! 82.Eger bir arkadasinizi arayacagim deyip aramazsaniz o arkadaslariniza sizin degistiginizi söylemez. 83.Bir gün uyandiginizda pis, yasli bir adam oldugunuzu fark edeceksiniz. 84.Muayyen gunleriniz olmadigi icin istediginiz zaman rahatlikla denize girebilirsiniz. 85.Ev hayvaniniz varsa onun yemek ve tuvaletiyle ilgilenmeyebilir, ama onunla oynayabilirsiniz. 86.Her durumu "$îKtir et" diyerek rasyonalize edebilirsiniz. 87.Prenses Di'nin ölümü sizin için sadece baska bir ölüm ilanidir. 88.Gegirmek normal bir seydir. Bunun zevkine varabilir ve hatta iyi gegiriyorsaniz bu olay arkadaslariniz tarafindan saygi ile karsilanabilir. 89.Ruhsal durumunuz yüzünden seksüel bir sansi kaçirmazsiniz. 90.Steven Seagal gibi büyük bir sahsi yakindan anlayabilir, ona hayranlik duyabilirsiniz. 91.Normal disi bir durum hariç estetik ameliyata ihtiyaç duymazsiniz. 92.Mekanik bir dalgamatik çalismadiginda onu yumruklayip firlatabilir, bundan zevk alabilirsiniz. 93.Yeni ayakkabilar yüzünden büyük acilar çekmezsiniz. 94.Porno filmler tam sizin istediginiz gibi tasarlanmistir. 95.Herkesin dogum günü yada yilbaslarini hatirlamak zorunda degilsinizdir. 96.Birinden nefret etmek onunla seksüel bir yakinliginizin olmasini engellemez. 97.Arkadaslariniz asla size "Ee, degisik bir sey fark ettin mi" teklinde tuzaklar kurmazlar. 98.Internet ve olanaklari. 99.Cinsel organinizla gurur duyabilir, ona isimler takabilirsiniz. Yaratici degilseniz "Osman" diyebilirsiniz. 100.Pamela Anderson.

Gereksiz Bilgiler

Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.
Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür.
İnek sütünün pH değeri 6'dır.
Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarının büyüklüğüne eşittir.
Dalmaçyalılar gut olmayan tek köpek cinsidir.
Ayı inlerinin girişleri herzaman kuzeye bakar.
Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.
Kedilerin beyninde 32 adet kas vardır.
Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.
Global ısınma yüzünden yükselen deniz seviyesi 2050 yılında Shangai ve deniz kıyısındaki diğer Çin şehirlerinde büyük sellere neden olacak. Bu sellerde 76 milyon kişi evsiz kalacak.
Üzerinde barkodu olan ilk ürün Wrigleys marka sakızdır.
Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.
Meşe ağaçları elli yaşına gelmeden meşe palamudu üretemezler.
Aslanlar bir günde 50 kez sevişebilirler.
İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.
Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.
Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.Kanada, Kızılderili dilinde "büyük köy" anlamına gelmektedir.
İngilizcedeki Wendy ismi, Peter Pan hikayesinde kullanılmak üzere uydurulmuştur.
Sahra Çölündeki Tidikelt kasabasına on yıl boyunca hiç yağmur yağmamıştır.
Başkan John F. Kenndy, yirmi dakikada dört gazete okuyabilirdi.
Mumyaların ayak parmakları tek tek sarılarak mumyalanmıştır.
Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer almıştı.1878 yılının şubat ayında Connecticut New Haven'da yayımlanmıştı.
Yataktan düşerek ölme olasılığı iki milyonda birdir.
Ünlü çizgi film kahramanı Temel Reis, 1919 yılında Elzie Crisler Segar tarafından yaratıldı.
Dünyada her dakika iki tane düşük şiddette deprem olmaktadır.
Hindistan'daki yıllık doğum sayısı, Avustralya'nın toplam nüfusundan fazladır.
Rusya'nın dörtte biri ormanlarla kaplıdır.
Tarih boyunca yeryüzünde bulunan altın 200 kat daha fazlası okyanuslarda bulunmaktadır.Köpeklerin ter bezleri ayaklarındadır.
Yazar Rudyard Kipling sadece siyah mürekkep kullanırdı.
Marilyn Monroe'nun altı ayak parmağı vardı.Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştı.
Her iki taraf da kan bağışında bulunursa, Paraguay'da düello yapmak yasaldır.
Eiffel Kulesi'nin tepesine çıkana kadar 1792 basamak vardır.
Mickey Mouse'dan önce en meşhur çizgi film kahramanı Felix The Cat'di.Larry Hagman (JR.)Dallas dizisinin setinde hiç kimsenin sigara içmesine izin vermezdi.
Salatalığın yüzde 96'sı sudur.Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.
Peru'da hiç umumi tuvalet yoktur.
İlk çamaşır makinesı 1907 yılında Hurley Machine Co. Tarafından pazarlandı.
Kıta isimlerinin hepsi aynı harfle başlayıp aynı harfle biter.
Avustralya'daki tuvaletlerin sifon suları saat yönünde akar.
ABD'de, yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin üçte biri ya hapiste ya da gözaltında tutulmaktadır.
Ortalama bir erkek, hayatının 3350 saatini tıraş olmak için harcar.
Geçen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır.
Sallanan sandalyede hiç durmadan sallanma rekoru 440 saattir.
Bir cam kırıldığında, ufalanan parçalar saatte üç bin millik bir hızla etrafa saçılır.
İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir.
Günümüzde, evlenenlerin yüzde ellisi boşanmaktadır.
Beethoven beste yapmadan önce kafasını soğuk suya sokardı.
Her 25 kişiden biri astım hastasıdır.
Dünyadaki hayvanların yüzde sekseni altı ayaklıdır.
Uranüs, çıplak gözle görülebilen bir gezegendir.
Kaptan Cook, Antarktika hariç bütün kıtalara ayak basan ilk insandır.
Günışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını Benjamin Franklin başlatmıştır.
Bir okyanusun en derin yerinde, demir bir topun dibe çökmesi bir saatten uzun sürer.
Bugüne kadar ölçülmüş en büyük buz dağı, 200 mil uzunluğunda ve 60 mil genişliğindedir ve Belçika'dan daha büyük bir yüzölçümüne sahiptir.
Charles Dickens, uykusuzluk hastalığına yakalanmıştı. Sadece yüzünü kuzeye dönerse uyuyabileceğine inanıyordu.
Bugüne kadar kaydedilmiş en büyük dalga, 1971 yılında Japonya'nın Ishigaki Adası'nda 85 metre yüksekliğine ulaşmıştır.
Açık bir gecede, çıplak gözle iki bin ayrı yıldızı görmek mümkündür.
Herhangi bir okyanusun en uzak olduğu nokta Çin'dir.
Kış aylarında, Moskova'daki buz pateni pistleri 250 bin metrekarelik bir alanı kaplar.
Rusya'da doğudan batıya doğru seyahat edilirse, yedi saat kuşağı geçilir.
Norveç'in kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece gündüz güneşli geçer.
Sadece dişi sivrisinekler ısırır.
Timsahlar renk körüdür.
Yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorundadırlar.
Tarantulalar iki buçuk yıl yiyeceksiz yaşayabilirler.
Havuca rengini karoten verir.İnciler sirkede erir.
Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.
İnternetin yıllık büyüme yüzdesi 314.000'dir.Rodin'in ünlü 'Düşünen Adam' heykeli aslında İtalyan şair Dante'nin portresidir.
En fazla asfaltlı yola sahip ülke Fransa'dır.
Sihirli sözcük 'abrakadabra' ilk olarak yüksek ateşli hastaların ateşlerini düşürmek için söylenmişti.